Kaygılı-Kaçıngan ve Fobik Kişilikler
Karakterolojik kaygı, nevrotik-borderline aralığında görülmektedir. Psikotik düzeyde örgütlenen kaygılı bireyler o kadar korku dolu olurlar ki ilkel dışsallaştırma savunmalarına başvururlar.
Duyguları tolere etme ve düzenleme konusunda yetersizlik yaşamalarıdır.
- Fobik kaçıngan bireyler kaygılarını belirli nesneler veya durumlarla bağlantılandırır ve o nesne ya da durumlardan uzak durmaya çalışırlar.
- Bazı bireyler ise tam olarak neyin onları kaygılandırdığını bilmeden tanımlanamamış yaygın bir kaygı bulutunun içinde yaşarlar.
Fobik ve kaçıngan bireylerde çekingenlik, utangaçlık, aşağılık duygusuna yatkınlık, kendini yetersiz hissetme, kararsızlık ve ketleme, duygularını fark etme ve ifade etmede güçlük gibi durumlar yaşanır.
Yıllar boyunca edinilen klinik deneyimler çok sayıda evrensel kaygı çeşidi olduğunu göstermektedir;
- Ayrılma kaygısı (bağlanma nesnesini kaybetme korkusu),
- Kastrasyon kaygısı (bedenine, özellikle de cinsel bölgelere zarar geleceği korkusu),
- Ahlaki kaygı (temel değerleri ihlal etme korkusu),
- Parçalanma kaygısı (kendilik duygusunu yitirme korkusu)
Genellikle kaygılı bireyin kişilik örgütlenme düzeyi ne kadar sorunluysa klinik tabloda parçalanma kaygısı o kadar ağır basar.
Kaygının temel kaynağı,
- Duyguları düzenlemekte zorluk yaşanması ve kişinin erken gelişim dönemlerinde normal gelişimsel korkuları hafifleten başa çıkma yöntemleri geliştirememesidir.
- Kaygılı bireylerin büyük çoğunluğunun ebeveynleri veya bakım veren kişileri de aşırı kaygılı olan bireylerdir ve çocuklarının kaygılarını yatıştırmakta yeteriz kalırlar ve kendi kaygıları yüzünden çocuklarını rahatlatmakta zorlanırlar, çocuklarına yeterince güven duygusu veremezler ve çocuğun etkin olma becerisi geliştirmesini destekleyemezler.
Kaygılı bireyler, genellikle teslimiyetçi ve korkulu bir şekilde bağlantı kurarak rahatlatılmayı isteyebilir.
Genelde kaygı giderici ilaçlara bağımlı olmuş bir şekilde terapiye gelirler.
Kaygılı bireyler genelde yalnız kaldıklarında kendilerini, küçük, yetersiz ve tehdit altında hissetme eğilimi gösterirler ve bu duygularla başa çıkabilmek için güçlü olduğunu düşündükleri kişilerin kendilerini korumasını sağlamaya çalışırlar.